17 Aralık 2006

Pardus 2007'ye bir kala...

Her şey çok uzun zaman evvel başlamıştı. Çağlar (o zamanlar sıkı bir gentoo debian hayranı idi, şimdi benim sıkı debian hayranı olduğum gibi), UluDağ projesine geçmek istediğinden bahsetmişti ama; çok mümkün görünmüyordu. Derken rüyası gerçek oldu ve UluDağ projesinde çalışmaya başladığını öğrendim. O zamandan beri pek görüşemiyoruz (hiç bir zaman tembel biri değildi zaten :) ) ama; yaptıklarını elimden geldiğince takip etmeye çalışıyorum.

Daha sonraları bu insanların Pardus adında bir dağıtım çıkarmak için kolları sıvadıklarını duydum ve gidip sitelerinden o zaman ellerinde ne varsa (çalışan - alpha ya da çalışan - beta) indirdim, denedim. O zamanlar doğruyu söylemek gerekirse Müdür ve Pisi tam olgunlaşmadığı için çok farklı bir dağıtım değildi. Hatırladığım kadarı ile sadece Kaptan ve Tasma'nın bir kısmı bitmiş, Çalışan'a entegre edilmişti.

Daha sonra büyük bir sevinç gösterisi eşliğinde Kurulan 1.0 çıktı (Çağlar'a bir tebrik maili atmıştım ama görecek vaktinin olduğunu sanmıyorum o zamanlar :) ). Doğruyu söylemek gerekirse, 1.0 ile pek ilgilenecek vaktim olmadı çünkü; bitirmem gereken bir proje (T-Storm'un ilk Java hali, SHZ), 7 tane ders, alışmam gereken bir işletim sistemi ve daha bir çok şey vardı ve dediğim gibi çıktı; sevenleri ve sevmeyenleri oldu. Ben sempati beslememe rağmen deneyememiştim.

Zaman geçti aradan... OsNews'da bir haber çıktı. Adı sanırsam "Speeding up Linux: On..." olarak çıkmıştı live bookmarkta. Tıkladım, sayfa geldi: "Speeding up Linux: One Step Further with Pardus". Şaşırdım, sevindim, kafam karıştı. Müdür, sysInitV ye ciddi bir alternatif olarak incelenmiş ve bir çok görüş toplamıştı. Bunların bir kısmının olumlu bir kısmının da olumsuz olması daha güzeldi çünkü bu bir gerçek tartışma demekti...

Bir çok insan verimin bu kadar nasıl arttığına hayret etmesinin yanında bir çok insanın da init için gereksinimlerin artmasından hoşnut olmadığı kesindi. Bu haberin bende yarattığı etki ise bundan tamamen farklıydı: Pardus ölü doğmamıştı; gürültü koparıyordu ve bu gerçekten gurur vericiydi. Sanki kendi projemmiş gibi sevindim.

Daha sonra, Fazlamesai.net te yurt dışından bir insanın Pardus hakkındaki görüşlerini içeren bir yazı linki belirdi. Bu yazı da doğruyu söylemek gerekirse oldukça olumluydu ve yazının çıktığı zamanlarda ben Tunus'taki eğitimde sunmak için slaylarımı hazırlıyordum. Oraya bir laptop ile gidecektim ve çalıştıktan sonra istediğimi yapmakta serbesttim... O anda fikir belirdi. "Madem herkes deniyor, ben neden sunuma giderken Pardus kurmuyorum?" Son gece bir elimde laptop, diğer elimde Pardus, kuruluma giriştim. Sistem oldukça yavaş kuruluyordu (sonra sabit diskin bozuk olduğu ortaya çıktı, neyse) ama kuruluyordu işte.

Sistem kuruldu, aynen o yazıda dendiği gibi oldukça aheste biçimde boot oldu ve sisteme giriş yaptım. Kaptan ile masaüstümü düzenleyip Tasma'dan ayarlarımı yaptım. Yatmadan evvel şeytan dürttü, composition'ı açtım KDE masaüstünde. Gayet güzel çalıştı, zorlanmadan. Masaüstümü istediğim şekle soktuktan sonra, sistemi reboot ettim (Pardus, KDE'nin bütün "session management" özelliklerini göstermediği için masaüstünü otomatik olarak saklıyor, sonraki açılışta hepsi geri geliyor).

Ve evet, o kısıtlı dizüstü bilgisayar (Pentium-M 1.6 GHz, 256MB RAM, i910 VGA) 40 sn içerisinde açıldı, sisteme giriş yapıp herşeyin açılması ile 70-80 sn içinde bütün her şey tamamlandı. Bu hız benim masaüstü bilgisayarımdaki (A64 3700+, 2GB RAM, X1600 Pro VGA) sistemim ile neredeyse aynı hız demekti. Pardus çok daha az servis ile çalışıyordu ama; Yine de öyle bir sistem için gerçekten seriydi. Kısaca Müdür, gerçekten açılışı hızlandırmayı başarmıştı. Kpowersave; Hibernate, Suspend to RAM ve CPU throttling yapmak konusunda hiç korkmadı.

Sonuç olarak, ben Pardus üzerinde hiç bir ince ayar yapmadan her şeyimi kullanmaya başlayabilmiştim. Sistem stabildi, seriydi. İnsanların dediğinin aksine Beta 1 de dahi hiç bir program patır kütür çökmüyordu.
Tunus'ta Pardus ile sunumumu yaptım, sistemi Beta2 ye güncelledim. Ufak tefek olan sorunlar da ortadan kaybolmuştu ve ben hiçbir endişe ya da engelle karşılaşmadan laptopumu kullanabildim.

Evet. Bugün 17 Aralık. Yarın Pardus 1.1 resmen çıkıyor. Eminim ki ATA ve Sait Faik üzerine bir çok güncelleme, düzeltme ve yerelleştirme yapıldı ve bu gerçekten başarılı ve stabil dağıtım bir adım daha ileri götürüldü. Emeği geçen herkese tebrikler. Her yeni sürümde böyle heyecanlanmak dileği ile.

Böyle bir şeyin ortaya çıkmasında gösterdiğiniz emek için hepinize teşekkürler.

Edit: caglar10ur'u bugün gördükten sonra blog adresimi vermiştim, commentlerde hafızamın yanıldığı (kusura bakma =) ) bir noktayı düzeltmiş, ben de bu düzeltmeyi yazıya taşıdım.

1 yorum:

Adsız dedi ki...

Çağlar debian hayranı olmadı hayanının her hangi bir döneminde, hatta hayatında hiç debian kurmadı :). Pardus'dan önceki ilk göz ağrısı Gentoo idi :P

caglar10ur